Sunday, May 24, 2009

free ticket

Fuara gideceğiz ve yanımdaki kişinin kombine bileti var (çünkü o fuarda bizzat çalışıyor) ama benim biletim yok. Biletler tam hatırlamıyorum ama 15 euro felan. Bende çok para yok. Tramvaya biniyoruz (biletsiz) ve yine biletsiz nasıl içeri girebiliriz, arka kapı, öğrenci indirimi, paso, yalvarsak? gibi çeşitli olasılıkları düşünüyoruz. Derken yan tarafta oturan çok şık giyimli bir adam bize gelip "Are you going to the book fair?" diyor. Ben ne alaka, nereden anladı ki Türkçe konuşuyorduk aramızda diye düşünürken yanımdaki "Yes" diye cevap veriyor. Bunun üzerine adam "Do you have tickets?" diye soruyor. Yanımdaki atak kişilik "I have but my friend doesn't" diyor. Bunun üzerine adam cebinden bir bilet çıkartıp elime tutuşturuyor "Now she does" diyerek kalkıyor, süper karizmatik cevabını da verip iniyor. Zaten fuar durağına da gelmişiz. Ben kalıyorum yerimde, iki saniye içinde bedava bilet bulmuşum. Ama teşekkür bile edememişim, biz de zaten ineceğiz durakta, inip ileride adamı buluyoruz. "I can pay you" diyorum, çok gururluyum çünkü ben. "Think of it as a kindness of Americans" diyor. "Thank you" diyorum biraz utanarak, çünkü Amerikalıları pek sevmiyorum ya. Fuara giriyoruz güle oynaya elimde bedava bilet.