Friday, March 06, 2009

ihtiyarlık

annanemle komşu teyze konuşuyor;
a: Yavrum sağolsun her gün kemoterapiye getirdi götürdü beni, ışına getirdi götürdü. benim gözüm
görmüyor, kulağım da iyi işitmiyor, bir işe yarayamıyorum ki. Gidip bir yeri sorsam, bulsam,
o arabayı park edip gelene kadar ben bir işe yarasam diyorum ama yok. Öylece bekliyorum. Sağır duymaz uydurur derler ya, ben de yanlış işitirim, başka
bir şey anlarım diye korkuyorum, hiç kimseylen konuşmuyorum. Orda oturup onu bekliyorum.
İnsan mahcup oluyor sonra, söylenenleri yanlış anlayınca. Yanlış bir cevap veririm diye
çekiniyorum.
k: Bilmez miyim bacım, ben de iyi duyamıyorum. Bazen çocuklarla torunlarla oturuyoruz. Onların konuştuğunu duyuyorum ama ne dediklerini anlamıyorum. Birşey söyleyip gülüyorlar. Kendi çocuğum olmasına rağmen ne dediniz diye her seferinde soramıyorum. Bazen ben de gülümsüyorum. Bazen anlamış gibi yapıyorum.

a: Gözlerim de görmüyor, istiyorum ki bir iş işliyim, elimden hiçbir şey gelmiyor, hep oturuyorum.

k: Ne yapalım gene Allah sağlık versin.

a: Amin.